Contagion

Buyurun mutfağa.. Pişireceğimiz yemeğimiz:
CONTAGION (2011) filmi  http://www.imdb.com/title/tt1598778/

MALZEME:
  • Bir büyük boy Yönetmen: Steven Soderbergh: “Traffic (2000)” filminden Oscar’ı var
  • En az 6 baş soğan (pardon oyuncu).. ancak “meşhuuur”larından olmalı
    • 3 adet; en iyi kadın oyuncu Oscar’ı kazanmış aktris
      • Kate Winslet: “The Reader (2008)” ile Oscar’ı var
      • Gwyneth Paltrow: “Shakespeare in Love (1998)” ile Oscar’ı var
      • Marion Cotillard: “La môme (2007)” ile Oscar’ı var
    • 3 adet; bol ödüllü, ünlü aktör
      • Matt Damon: “Good Will Hunting (1997)” ile en iyi orijinal senaryo Oscar’ı var
      • Jude law: İki kez Oscar adaylığı var “The Talented Mr. Ripley (1999” ve “Cold Mountain (2003)”
      • Laurence Fishburne: “The Matrix” oyuncusu.. “What's Love Got to Do with It (1993)” ile Oscar adaylığı var
  • ½ kg VİRÜS ana malzeme (Konu): Son yılların gündemi Virüs Salgınları (Kuş gribi, Domuz Gribi, SARS vs vs..)
  • ½ Litre Bilimsellik
  • ½ Litre Sosyal Medya Sorunsalı
  • 2 ölçek Rasyonalite
  • 3 tutam Kapitalizm Eleştirisi
  • 1 tutam Kahramanlık
  • 1 tutam Felsefe ve Etik
Üstteki kadroya bakın; (diğerlerini saymadım).. Bunlarla yapılan filme gidilmez mi..!? Bu filmin beyinlerimize kazıyacağı mesajlara inanılmaz mı..!? Sonuç nasıl olursa olsun bu malzemeyle yapılan yemek lop lop yutulmaz mı !? (Büyük boyut için fotğrafın üstünü tıklayınız)

TARİF:
Büyükçe bir kapta (dünyada) Virüsü ısıtırsınız..
İçine Gwyneth’i koyar yavaşça karıştırısınız..
Bu arada virüsümüz “Yarasanın muzu domuz ağılında düşürmesi, domuzu alan aşçının virüsü kapması” ile oluşmalıdır. “Aaa bu aynı SARS..” demeyin. Eee.. işte yemeğe 1 ölçek “rasyonalite”yi de eklemiş oldunuz.. 2. Ölçek Rasyonaliteyi ayırın, şimdi koymayın..

10 dk kadar kaynattıktan sonra önce Matt Damon'ı, sonra Laurence Fishburne'ü ekleyin, biraz daha pişirin

Şimdi ½ Litre bilimselliği ekleyin; “Biosafety Lab 4” seviyesinde çalışmalar başlasın

Marion’u ekleyin. WHO’nun elemanı “Edith Piaf”ımız ve de fransız güzelimiz Marion ablamız doktor olarak dedektif gibi Çin’de olayın kaynağında geriye doğru iz sürsün

Kate Winslet’i de eklemeyi de unutmayın.. O da CDC’nin elemanı olarak bir doktor olarak Amerika’da tıbbi dedektiflik yapsın. İleriye doğru iz sürsün..

Bu karışımı biraz pişirdikten sonra

½ Litre “Sosyal Medya Sorunsalı” ekleyin: Jude Law abimiz bağımsız bir blogger’cı olarak “ilaç şirketlerine mok atan! komplo teorisyeni”ni oynasın. Bu sayede 12 milyon izleyici sayısına ulaşan ve 500bin dolar kazanan bir internet kullanıcısı ünvanına sahip olsun..

3 tutam devlet hamasetinde Kapitalizm Eleştirisi ekleyin:  "Sermaye dünyayı yaşanmaz bir yer haline getirdi.. Doğa bozuldu, yarasalar muzlar domuzlar birbirine karıştı.. Devlet görevlilerinin çoğu melek! Ama insanlar bozuldu.. Görüyorsunuz internet denen şey de ne kadar zararlı.."

1 tutam Kahramanlık koyun: CDC’nin doktoru kendi üstünde deneyerek salgını engelleyecek aşıyı bulsun.. Filmdeki bu 1 tutam kahramanlık öyküsü bana “The Story of Louis Pasteur (1936)” filminde Pasteur’ün Dr. Charbonnet ile tartışması sonucunda ilginç bir şekilde Kuduz aşısını bulması öyküsünü hatırlattı http://www.imdb.com/title/tt0028313/ Contagion filmindeki bu kahramanlık öyküsü her ne kadar en az 1 ölçek olması gerekirse de sanırım yemeğin (filmin) malzemelerini satın alan İlaç Endüstrisi olduğu için sizi buradaki doktorun kahramanlığını yemeğe 1 tutam olarak ekleyin (bu noktada bir not; gerçek yaşamda SARS’ı ilk tanımlayan ve araştırmaları sırasında hastalığın kendisine de bulaşması sonucu 2003’de Tayland’da 46 yaşında ölen Sınır Tanımayan Doktorlar Grubundan ve WHO çalışanı İtalyan Doktor Carlo Urbani’yi saygıyla anmak gerekir. http://en.wikipedia.org/wiki/Carlo_Urbani)

Ayırmış olduğunuz diğer 1 ölçek “Rasyonalite”yi de ekleyin: Dustin Hoffman’lı “Outbreak (1995)” filminde maymunu ele geçirip dakikalar içinde serum yapılmış ve ertesi gün litrelercesi üretilmişti ki bu bir rasyonalite hatasıdır (http://www.imdb.com/title/tt0114069/).. Ancak bu filmde aşı geliştirme işi aylarca süre istemektedir, tüm dünyaya dağıtımı ise yıl(lar) almaktadır.

Yemeği kısık ateşte bir 10 dk daha pişirdikten sonra (filmin birinci yarısında zaten olmayan tempoyu 2. Yarıda iyice düşürmüş olun)..

Yemeği ocaktan almaya yakın 1 tutam “Felsefe ve Etik” ekleyin: Yetkili konumda olan Laurence Fishburne'ü bir ileri bir geri çalkalayın ki ikilemde kalmalı “Böylesi bir salgında sevdiklerimi korumak için herkesten saklı tutulan bilgileri onlarla paylaşmalı ve onlara bazı ek olanaklar sağlamalı mıyım? Yoksa ‘Bu hiç etik olmaz..’ mı demeliyim ? Veya ‘şimdi bu şekilde yapmalı..” ve sonra da şu şekilde telafi mi etmeliyim..”

Ve sonra sıcak sıcak servis edin.. Evet, Buyurun yemeğe (SONUÇ):
Yemeğe oturmadan önce sorulacak soru şu; Bu filmin anlatmak istedikleri “House” benzeri dizilerin tek bir bölümünde anlatılabilecekken, bu filme niye bu kadar çok para harcandı.!? Niye bu kadar meşhur oyuncular bir araya getirildi.!? Nasıl bir zamanlama.. Acaba önceden sipariş verilmişti de biraz geç mi kaldı. Yoksa bazı şeyleri aklama paklama derdinde mi.!?

Evet, tamam geçelim soruyu buyurun yemeğe:
Yemeğin tadı;
Ana lezzet (merkez hikaye) üzerine yan hikayelerle tat katılacağına.. Her bir şeyden koyunca, her bir karaktere ve yan hikayeye yer vereceğim diyerek; filmin bütünlüğü gitmiş ve akıcılığı da etkilenmiş..

Tuzu da az konmuş (1 tutam Dr. kahramanlığı az olmuş..)

Peki, film doyurucu muydu ?
Bu filmin finansmanını kim sağlamıştır.. İlaç şirketleri mi meraktayım doğrusu.. İlaç sektörü kutsandı, ilaç şirketleri çok fedakarlardır demeye getirildi.. İnternet medyası aşağılandı..

Film yarı belgesel dozunda olduğu için ve de eğer seyirci herhangi bir sağlık çalışanı değil ise filmden anlayacağı ve yorumu; “yahu her an başımıza bir virüs belası gelebilir ve aslında ilaç şirketleri de o kadar kötü değilmişler canım.. Tamam, bazı yan etkiler olabilir ama o kadar dar ve acil zaman içinde ancak bu kadar olur. Baksanıza adamlar ne kadar iyi niyetle çalışıyorlar..” olacaktır.

Ve de yetkili büyüklerimizin bir iki uygunsuz davranışı olsa bile kendinden çok garibanın sağlığını düşünür bizim devletlülerimiz.. Bakın bizlere ne güzel de eğitim verdiler; ellerimizi yıkamalıyız, sağa sola dokunmamalıyız, hele dakika başı elimizi yüzümüze götürmemeliyiz..

İnsanlar ise yağma, talan, adam kaçırma derdinde..

Sosyal medya ise yalandan sataşarak rating ve nemalanma derdinde.. Aslında hükümetlerin ve ilaç şirketlerinin hiçbir suçu yok..
--
Bu yemeği yer misiniz.!?  Ben karışmam, orası sizin bileceğiniz iş.. Ben ancak tadına bakabildim..

**
suat tülek, dr – ankara 17.aralık.2011